Eğer
gökten yağmur yerine şekerli su yağsaydı ne olurdu?
YAĞ
YAĞ YAĞMUR
Yağmur…
Dün odamın camından süzülürken uzun uzun baktım damlalara. Bardaktaki su,
denizdeki de su; ama yağmur bir başka. İnsanın
içine duyguları sıkıştıran su, yağmur. Ya birgün çıkarsa hayatımızdan!
Yerine şeker yağarsa mesela. Ne komik olurdu o zaman özene bezene yapılan
saçlar. İki dirhem bir çekirdek giyinen iş adamlarının hali nice olurdu.
Düşünsenize, bir iş toplantısı ve herkes yapış yapış.
Annem bana hep kızar
çikolata yerken ellerimi kirlettim diye. “Yapış yapış oldu ellerin yine. Kaç
kere dedim sana on parmağınla yeme şunu diye.” Gökten şeker yağarsa değil ellerim
tüm vücudum yapış yapış olacak. O zaman annemi düşünemiyorum.
“Yağ yağ yağmur, teknede
hamur” olur “Yağ yağ yağmur, teknede şeker.” Peki ya “Yağmur yağıyor, seller
akıyor, arap kızı camdan bakıyor.” bu tekerleme de şöyle olurdu sanırım: “Yağmur
yağıyor, şekerler akıyor, arap kızı cama yapışıyor.” Olsun olsun lütfen gökten
yağmur yerine şeker yağsın. Kalbi taşlaşmış , bir parça toprak için birbirini
yiyen, etrafında milyonlarca aç dururken hoyratça israf eden, dünyada tek
başına yaşadığını düşünen ve kendinden başka hiçbir canlıya yaşama şansı
tanımayan taş yüreklilerin kalbi yumuşar pembe şekerle belki.
Çocukların duası kabul
olurmuş. O halde açtık ellerimizi gökyüzüne ve hep birlikte dua ediyoruz: Ey
Allah’ım şeker yağdır gökyüzünden. “Yok olmaz.” dersen bari o taş yüreklilerin
yüreğine şeker tadında duygular doldur.
Şeker
Tadında Yağmur
Bir gün baktım dışarıda yağmur yağıyordu. Bir süre izleyip
sonra montumu ve botumu giyip kendi kendimi kanguru gibi sıçratarak dışarı
atıverdim. Kabanımın cebindeki bardağı
çıkarıp yağmurla doldurmaya başladım. Yağmurlar bardağa bir kelebek gibi
zarifçe ve süzülerek düşüyorlardı sanki. Bardak biraz dolmuştu. Bardaktaki suyu
içmeye başladım. Birdenbire yağmurun tadı değişiverdi. Sanki bir şekerin dayanılmaz hafifliği kadar
tatlıydı. Bir süre sonra yağmurun yerini karanlık aldı ve annem beni yemeğe
çağırdı. Yemekten sonra pijamalarımı giyip yatağıma yattım ve yağmuru düşündüm.
Akşam gördüğüm rüyada plaja yüzmeye gidiyorduk. Ben denize girip yüzmeye
başladım. Aniden ağzıma su kaçıverdi. Ama bu sıradan deniz suyu değildi. Bu bir
şekerli deniz suyuydu. Hemen annemin yanına gidip suyun şekerli olduğunu
anlattım. O da hemen deniz gözlüklerini giyip suya daldı. Sudaki çoğu balık
ölmüştü ve çok kötü bir manzara oluşuvermişti. Ertesi gün kalkıp keşke bir daha
şekerli su yağmasa diye dua ettim.
Gönen ERTUNÇ 5-İ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder