3 Mart 2016 Perşembe

YAĞMUR YERİNE ŞEKERLİ SU


Eğer gökten yağmur yerine şekerli su yağsaydı ne olurdu?

YAĞ YAĞ YAĞMUR
Yağmur… Dün odamın camından süzülürken uzun uzun baktım damlalara. Bardaktaki su, denizdeki de su; ama yağmur bir başka. İnsanın  içine duyguları sıkıştıran su, yağmur. Ya birgün çıkarsa hayatımızdan! Yerine şeker yağarsa mesela. Ne komik olurdu o zaman özene bezene yapılan saçlar. İki dirhem bir çekirdek giyinen iş adamlarının hali nice olurdu. Düşünsenize, bir iş toplantısı ve herkes yapış yapış. 

Annem bana hep kızar çikolata yerken ellerimi kirlettim diye. “Yapış yapış oldu ellerin yine. Kaç kere dedim sana on parmağınla yeme şunu diye.” Gökten şeker yağarsa değil ellerim tüm vücudum yapış yapış olacak. O zaman annemi düşünemiyorum.

“Yağ yağ yağmur, teknede hamur” olur “Yağ yağ yağmur, teknede şeker.” Peki ya “Yağmur yağıyor, seller akıyor, arap kızı camdan bakıyor.” bu tekerleme de şöyle olurdu sanırım: “Yağmur yağıyor, şekerler akıyor, arap kızı cama yapışıyor.” Olsun olsun lütfen gökten yağmur yerine şeker yağsın. Kalbi taşlaşmış , bir parça toprak için birbirini yiyen, etrafında milyonlarca aç dururken hoyratça israf eden, dünyada tek başına yaşadığını düşünen ve kendinden başka hiçbir canlıya yaşama şansı tanımayan taş yüreklilerin kalbi yumuşar pembe şekerle belki.

Çocukların duası kabul olurmuş. O halde açtık ellerimizi gökyüzüne ve hep birlikte dua ediyoruz: Ey Allah’ım şeker yağdır gökyüzünden. “Yok olmaz.” dersen bari o taş yüreklilerin yüreğine şeker tadında duygular doldur.

Şeker Tadında Yağmur


Bir gün baktım dışarıda yağmur yağıyordu. Bir süre izleyip sonra montumu ve botumu giyip kendi kendimi kanguru gibi sıçratarak dışarı atıverdim.  Kabanımın cebindeki bardağı çıkarıp yağmurla doldurmaya başladım. Yağmurlar bardağa bir kelebek gibi zarifçe ve süzülerek düşüyorlardı sanki. Bardak biraz dolmuştu. Bardaktaki suyu içmeye başladım. Birdenbire yağmurun tadı değişiverdi. Sanki bir şekerin dayanılmaz hafifliği kadar tatlıydı. Bir süre sonra yağmurun yerini karanlık aldı ve annem beni yemeğe çağırdı. Yemekten sonra pijamalarımı giyip yatağıma yattım ve yağmuru düşündüm.
Akşam gördüğüm rüyada plaja yüzmeye gidiyorduk. Ben denize girip yüzmeye başladım. Aniden ağzıma su kaçıverdi. Ama bu sıradan deniz suyu değildi. Bu bir şekerli deniz suyuydu. Hemen annemin yanına gidip suyun şekerli olduğunu anlattım. O da hemen deniz gözlüklerini giyip suya daldı. Sudaki çoğu balık ölmüştü ve çok kötü bir manzara oluşuvermişti. Ertesi gün kalkıp keşke bir daha şekerli su yağmasa diye dua ettim.

                                                                            Gönen ERTUNÇ  5-İ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder